22 Şubat 2016 Pazartesi

Eksik Kalmış Kahramanlık


Dünkü Galatasaray - Trabzonspor maçı ileride çocuklara, torunlara anlatılacak maç statüsüne erişmiş oldu. Oyunun heyecanıyla değil Salih'le ve hakemle...

Hakem Deniz Ateş Bitnel'in kararlarını ve gösterdiği 4 kırmızı kartı tartışma bayağılığına girmek istemiyorum. Hakemlerin artık futbolun içinde gittikçe gereksizleştiğini düşünen birisi olarak hakem kararlarının konuşulmasını hep bir bahane zırhı olarak algılarım. Defalarca dile getirdiğim "gereksizlik" meselesi ayrı bir yazı konusu. Yine de buna rağmen bir hakemin kararlarından ötürü ahlaksızca eleştirilmesini de sindiremiyorum. "Hem var olsunlar hem de dilimize dolayalım!" anlayışı midemi bulandırıyor. Ya olmayacaklar ya da konuşulmayacaklar.

Neyse benim derdim -şu an için- bu değil açıkçası. Söylediğim gibi, ayrı bir yazı malzemesi bu. Üzerine eğildim konu, daha doğru kişi; Salih Dursun. Bitnel'in Cavanda'ya gösterdiği kırmızı karttan sonra çıkan hengamede fırsatını bulup kırmızı kartı hakeme göstermesi ile "tarihi" bir fotoğraf vermiş ve bu hareketi ile bir gecede hayatı değişmiş oldu.

Daha önce Kayserispor forması ile çeşitli vukuatların  da içinde bulunmuş olan Salih'in bu davranışı çoğu kişi tarafından bir kahramanlık emaresi olarak görüldü. Günümüz dünyasında artık kavramların, hitapların, söylemlerin raydan çıktığı bir çağda yaşıyoruz. Futbolumuz da bundan nasibini alıyor. En ufak kararların "devrim", sahada kabadayılık taslayanların "sembol", rakibe laf saydırmanın "duruş" sayıldığı bu pasaklı dünya içinde pek doğal ki Salih'in yaptığı da kahramanlık olarak etiketlendi. Sonucunda hala bir şeyi değiştirmemiş olan, 5 dakikada üretilen bir kahramanlık. Öyle ki gece boyunca Salih'i, Hasan Tahsin yapanlar, öncü sayanlar bile oldu. Bir kere Salih'in hareketinin devamında gelen bir "devrim" yok. Bu hareketin anlam kazanması için iki şartım vardı; Trabzonspor ve olayın hemen ardından Salih'e sahip çıkan Bursaspor'un önderliğinde 15 kulüp ligden çekilsin. Bu olsa o zaman tüm samimiyetimle kararı desteklerim. Ancak artık paranın sözünün geçtiği bu iklimde bu karar için kocaman bir yürek gerek. Onu da görmek zor. Kulüpler bildirilerini sitelerinde yayımladılar, yöneticiler mikrofonlar önünde aynı şeyleri geçmişte kendilerinin de yaşadıklarını söylediler ve bitti. Haftaya kaldığı yerden maçlar oynanmaya devam edecek. Şimdi bu mu kahramanlık? İkinci şartım TFF ve MHK'nin tamamen değişmesi idi. Bunun da Kuddusi Müftüoğlu'nun bugünkü basın toplantısı ile olmayacağı anlaşılmış oldu. Günah keçisi Deniz Ateş Bitnel ilan edildi bir anlamda. Bu mu kahramanlık?

Evet lütfen artık biraz izan. Sükunet şart. Bugün de Trabzon'un Yomra ilçesinde bir caddeye Salih Dursun'un adının verileceği, Maçka ilçesinde ise yeni yapılacak bir parka Salih Dursun'un kırmızı kart gösterdiği anı simgeleyen bir heykel dikileceği ilçelerin belediye başkanları tarafından dile getirildi. Bunlara hiç ama hiç gerek yok.

Son olarak Galatasaray'a değinmek lazım gelir. Keşke Selçuk, o penaltıyı atmasaydı, keşke Dursun Özbek, "biz değil MHK değerlendirecek", Mustafa Denizli de "oyuncularım hakem kararlarını doğru buldu" demeselerdi. Keşke Sneijder üçlü çektirmeseydi... Belki de asıl kahramanlıklar böyle doğacaktı. Fırsatı kaçtı.

4 Şubat 2016 Perşembe

Kitap: İdmancı Ruhlar


Yazar: Mehmet Yüce
Kitap: İdmancı Ruhlar Futbol Tarihimizin Klasik Devreleri: 1923-1952 (Türkiye Futbol Tarihi - İkinci Cilt)
Yayınevi: İletişim Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Sayfa Sayısı 512

Osmanlı Melekleri'nden bayrağı devralan İdmancı Ruhlar'ın uzun soluklu öyküsü akıp gitti desem yeridir. Cumhuriyet'in ilanıyla Milli Takım'ın emekleme devresi, mıntıkalar, şehir ligleri ve Milli Küme denemeleri... Bu topraklardan geçip giden futbol insanları... Hepsi ama hepsi bu dev eserin içinde. İki cildi bitirmemle artık üçüncü cildi daha bir merakla bekler oldum. Mehmet Yüce, iyi ki varsın! Bu arada bir ekleme; kitabın sonunda dönemin gazeteleri ve spor mecmuları liste halinde hazırlanmış. Bu alanda çalışanlar, çalışacak olanlar için de hayati nitelikte bir derleme. Mutlaka edinin.