31 Ağustos 2015 Pazartesi

Bazı Engeller Sadece Kağıt Üzerindedir


İngiltere'de düzenlenen Görme Engelliler Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye, finalde Rusya'yı 1-0 yenerek şampiyon oldu. Görme Engelliler Milli Futbol Takımı'mız, final biletini alarak Rio 2016 Paralimpik Oyunları'nda mücadele etmeye de hak kazanmıştı.

Gizli köşelerde, sırlı sahalarda elde edilen bu zaferlere rağmen yine gazeteler son 3 büyük turnuvayı kaçıran, dördüncüyü de kaybetmek üzere olan A Milli Futbol Takımı'nın üyelerini yazmaya, onların peşinden koşmaya devam ediyor.

Para her daim adaletsizdir. Futbolun adaleti de bazen buna yenilir ama ebediyen kaybetmez. Bu güzelliklerin hak ettiği değeri alacağı günleri görmek dileğiyle...

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
29.08.15/17:00
Kozan Belediyespor - Büyükşehir Belediye Erzurumspor

28 Ağustos 2015 Cuma

Spor Toto Süper Lig 3. Hafta


28 Ağustos 2015
21:15 Gaziantepspor - Beşiktaş

29 Ağustos 2015
19:00 Gençlerbirliği - Kasımpaşa
19:00 Medipol Başakşehir - Bursaspor
21:15 Torku Konyaspor - Galatasaray
21:15 Mersin İdman Yurdu - Kayserispor

30 Ağustos 2015
19:00 Trabzonspor - Akhisar Belediyespor
19:00 Eskişehirspor - Çaykur Rizespor
21:15 Medicana Sivasspor - Osmanlıspor
21:15 Fenerbahçe - Antalyaspor

27 Ağustos 2015 Perşembe

UEFA Avrupa Ligi Play-Off Turu Rövanş Maçı


27 Ağustos 2015
21:00 Fenerbahçe - Atromitos

Orta Asya'dan Gruplara...


FC Astana, ilk maçta evinde 1-0 yendiği APOEL ile deplasmandaki rövanşta 1-1 berabere kalarak UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına kalan ilk Kazakistan takımı oldu.

2014 sezonunda tarihindeki ilk lig şampiyonluğuna ulaşan kulüp 2009'da kurulmuştu. Bunun yanında 2 kupa ve 2 süper kupa zaferleri de vardır.

25 Ağustos 2015 Salı

Gol Atmadan da Mutlu Edebilmek


Futbolun endüstriyelleşme evresi malumunuz. Bunun üzerine nice romantik eleştiriler yapılmıştı. Evet futbolun güzümüzde geldiği nokta çoğu kişiyi mutlu edebiliyor. Daha şaşalı transferler, konforlu tesisler, profesyonel yönetimler, "full hd" kanlı canlı yayınlar...

Bu çağdaş iklimin futboldan götürdüğü çok şey de var. En önemlilerinden birisi futbolcu istikrarı, artık kulüplerinde 5 yılı devirene emektar denmeye dahi başlandı. Halihazırda 10-15 yıla girenler de genellikle o kulübün öz kaynağından doğanlar oluyor. Sürekli yer değişimi olması doğal olarak taraftar ile futbolcu arasında da samimi bağların kurulamamasına neden oluyor. Bu baş döndüren devinim, armalarına gönül verenlere de yeni kahramanlar çıkarma konusunda nadasa gitme mecburiyetini getiriyor. Bu yüzdendir ki hala "I Love You Hagi" diyenleri, Alex'i dillerinden düşürmeyenleri görebiliyoruz.

Wesley Sneijder, futbolun o değişim ortamında Galatasaray'a yolu düşen bir isim. Şu ana kadar yaptıkları ile tribünlerin yeni kahramanı oldu bile. Onu sevenlerden birisi de işçi yeleğine Sneijder 10 yazan Sezgin Doğangüzel'di.


Doğangüzel'in bu fotoğrafı geçtiğimiz hafta çokça kişi tarafından paylaşılmıştı. Dikkatleri çeken bu gelişmeye Galatasaray da kayıtsız kalamadı ve kendisini Osmanlıspor maçına davet etti. Maç öncesinde Sneijder'le tanışıp ondan imzalı formasını almış oldu. Wesley ayrıca Sezgin Doğangüzel'in işçi yeleğini de imzaladı.

Birlikte verdikleri pozda Sezgin Doğangüzel'in büyük mutluluğunun yanında Sneijder'in bakışlarındaki samimiyet ve memnuniyet de berrak bir şekilde belli oluyor. Klasik tabirle "mutluluğun resmi." Böyle bir konumda olup, büyük bir mütevazılık örneği sergilemek herkesin harcı değil. Büyük oyuncular sadece saha içinde yaptığı hareketlerle, attığı gollerle mutlu etmeyebilir. Onları mevcut konumlarına ulaşma konusunda bu insani detaylar da çok önem taşıyor.

Geldiğimiz noktada artık bu tip hareketler dikkat çeker oldu. Taraftarıyla aynı vapura, uçağa binen, antrenmanlara otobüsle giderken tribündeki yüzlerle takım kritiği yapan futbolcu profilleri tükenecek kadar azaldı. Bize düşen, buna benzer güzellikleri her daim yüceltmektir. Oyunun kendisine gönül verenler böyle kazanacaktır.

23 Ağustos 2015 Pazar

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
23.08.15/19:00
Büyükşehir Belediye Erzurumspor - Yeşil Bursa

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Muslera Satılamaz Satılması Dahi Teklif Edilemez


Galatasaray tarihi boyunca kaleci pozisyonu hep özel bir konumda olmuştur. Eldivenleri devralan futbol neferleri ya çok iyi ya da çok kötü anılar bırakmışlardır. Ortasını izleten isimleri bulmak çok kolay değildir.

Geçmişte "bayağı" büyüklerimizin Turgay Şeren anıları gururla yeri geldiğinde aktarılmaya devam eder. O bayağı büyüklerin çocukları ise bizlere Zoran Simoviç'i anlatır. Özellikle Simoviç'i bugünün imkanları dahilinde gerek TRT bantlarında gerekse de video paylaşım ortamlarında bizler dahi izleme fırsatını buluyoruz. Simoviç'in tarihteki bir önemi de Galatasaray'ın bugünkü konumuna gelmesine vesile olan, 80'lerin sonundaki o büyük şahlanışının da büyük parçalarından birisi olması.

90'lar ise bu mevki için fantastik bir hal almaya başlamıştı. Hayrettin Demirbaş'ın eldivenleri eline geçirdiği dönemde, gösterdiği saman alevi performansı yine büyüklerimizin bizlere zaman zaman gülerek, zaman zaman bugün bile sönmeyen çıldırma nöbetleriyle anlattığı karelere sahiptir. Bizler de Hayrettin çilesini Mondragon ile tecrübe edecektik ileride. Yine bu dönemde Litvanyalı Gintaras Stauce ve ABD'li Brad Friedel (evet nihayetinde bu yıl 44'ünde Tottenham'da eldivenlerini asmayı başardı) da futbolun "egzotik" diyarlarından Ali Sami Yen'e kısa süreli uğrayışlar yapan yüzlerdi. Hiç şüphesiz bu dönemi Claudio Taffarel'le noktalamak da ayrı bir hadise. Benim de şahsen ilk kaleci kahramanım olan Taffi, Cimbom'un tarihi başarılarını yaşadığı dönemde Hagi'den hemen sonra akla gelen üstattı. 90'ları onunla bitirmiş olmanın tadı başkaydı.

2000'lere ise Kolombiyalı unutulmaz kaleci Faryd Mondragon ile merhaba dedik. 2001-2007 arasında formayı giydiği zaman diliminde çoğu kişinin kalplerini fethetti, aynı çoğu kişinin saçlarını da yoldurttu. Nice maçları aldı, zaferleri tattı, ama 6-0'da da o vardı. Kendi dünyamda "Milenyum'un Hayrettin'i" namıyla ansam da ondan daha etkili olmayı başardı şüphesiz. İsmindeki "Dragon" detayı da o dönemin çocukları olarak bizleri çok etkilerdi bu arada.

Mondi'den sonra adeta bir arayış evresi yaşandı. Orkun Uşak, Aykut Erçetin, Morgan De Sanctis, Leo Franco, Robinson Zapata taraftarların tecrübe ettiği isimlerdi. Bu büyük buhrandan çıkaracak isim aranıyor, hayalleri süslüyordu.

2011'in yazında o isim Uruguaylı Fernando Muslera oldu. Türkiye'deki kariyerine ligin ilk haftasındaki 2-0'lık İBB yenilgisi ile giriş yapan Muslera, 3. haftada da Kardemir Karabükspor deplasmanında 14. dakikada gördüğü kırmızı kartla takımını yalnız bırakmıştı. Bu başlangıç çoğu kişiye "eyvah yine mi boş çıktı!" dedirtse de izleyen haftalar öyle olmadı ve Uruguaylı eldiven ilk sezonunu 8 Nisan 2012'de Manisaspor'a 1 penaltı golü atarak (kariyerindeki ilk ve şu ana kadar tek gol) ve Taffarel ile Mondragon'a ait olan bir sezonda en çok maçta gol yememe rekorunu da kırarak şampiyonlukla tamamlamıştı. İzleyen sezonlardaki istikrarlı grafiği, çıkmaz denilen topları savurması, sevecen halleri armaya gönül verenlerin kalplerinde büyük yer buldu. Hatta kimilerine göre beklenen Mesih oydu. Yaşadığı 3 şampiyonluktan şüphesiz en anlamlısı geçen sezon yaşadığıydı. Ligin son virajında gösterdiği performansla 6 maç üst üste gol yememiş ve 4. yıldızın kazanılmasında en büyük paya sahip olmuştu.

Bu yaz Muslera hakkında çeşitli dedikodular aldı yürüdü. Aslında her transfer dönemi "gidecek mi!" korkusuyla çoğu kişiye kabus olmakta. Son olarak bi' Manchester United tehlikesi hissedildi ama o da savuşturuldu. Hatta en sonunda 50 Milyon Avro değer bile biçildi.

Muslera için aslında ölçülebilir bir miktar belirlemek bile büyük başarı. Siyasetin kırmızı çizgisi, anayasanın girizgah maddeleri misali, satılması düşünülmemeli. Öyle bir hale geldi ki artık onsuz kadro beyinlerde kurulamaz oldu. Kendisinin olmadığı maçlarda yaşanan kalp krizleri hala çok taze. Tek başına adeta takımın %50'lik kısmını oluşturan bu büyük oyuncuyla kimyayı tutturduk. 2010'ların tartışmasız en büyük armağanı. Yapılabilecek en güzel vecibe bu güzel insanla nice mutlu günleri, kutlanmayı bekleyen nice başarıları yaşamayı dilemektir.

21 Ağustos 2015 Cuma

Spor Toto Süper Lig 2. Hafta


21 Ağustos 2015
21:45 Kasımpaşa - Medipol Başakşehir

22 Ağustos 2015
19:30 Kayserispor - Torku Konyaspor
21:45 Akhisar Belediyespor - Mersin İdman Yurdu
21:45 Beşiktaş - Trabzonspor

23 Ağustos 2015
19:30 Eskişehirspor - Medicana Sivasspor
19:30 Bursaspor - Gaziantepspor
21:45 Antalyaspor - Gençlerbirliği
21:45 Çaykur Rizespor - Fenerbahçe

24 Ağustos 2015
21:45 Galatasaray - Osmanlıspor

14 Ağustos 2015 Cuma

Louis'e Hediye!




Robin van Persie'nin Fenerbahçe'ye transferinden sonra hıçkırıklarla ağlayan minik United taraftarı Louis Diamond, ailesiyle birlikte Fenerbahçe tarafından Türkiye'ye davet edildi. Louis ve ailesi bugünkü Eskişehirspor maçını locadan izledikten sonra RvP ile de tanışmış olacak.


Spor Toto Süper Lig 1. Hafta


14 Ağustos 2015
22:00 Fenerbahçe - Eskişehirspor

15 Ağustos 2015
21:00 Trabzonspor - Bursaspor
22:00 Medipol Başakşehir - Antalyaspor
22:00 Medicana Sivasspor - Galatasaray

16 Ağustos 2015
21:00 Torku Konyaspor - Akhisar Belediyespor
21:00 Osmanlıspor - Kayserispor
22:00 Gaziantepspor - Kasımpaşa
22:00 Mersin İdman Yurdu - Beşiktaş

17 Ağustos 2015
22:00 Gençlerbirliği - Çaykur Rizespor

12 Ağustos 2015 Çarşamba

5-4'lük Resital 4 Kupalı Barcelona


UEFA Süper Kupa'da Sevilla'yı normal süresi 4-4 biten maçta Pedro'nun 115'teki golüyle 5-4 yenen Barcelona, tarihindeki 5. UEFA Süper Kupa şampiyonluğunu elde etti. Böylece Milan'ı yakalayarak bu kupayı en çok kazanan iki takımdan biri olan Barça, aynı zamanda bu yılki 4. kupasını alarak 2009'daki tarihi "altılama"yı tekrarlama yolunda önemli bir engeli de geçti. Gürcistan'ın başkenti Tiflis'teki unutulmaz maç ise UEFA Süper Kupa tarihinin en gollü karşılaşması oldu.

11 Ağustos 2015 Salı

Aslında O Kurşun Hepimize Sıkıldı!


Fenerbahçeli Mehmet Topal, antrenman sonrasında aracıyla dönerken silahlı saldırıya uğradı. Yanında takımın genç oyuncusu Uygar Mert Zeybek de bulunuyordu. 4 Nisan'da Fenerbahçe kafilesinin yine silahlı şekilde maruz kaldığı saldırıdan sonra artık futbolda yeni çözümümüz "silah" mı oluyor?



Bugün Mehmet Topal'ın hayatına kastedebilecek kadar birileri kafayı sıyırmışsa artık gerçekten bu işin içinde olanların, bu oyuna gönül verenlerin bir araya gelip sıkı bir "güzel oyun bloku" oluşturması gerek. Yaşanan her üzücü olay bunun gereğinin ne kadar şart olduğunu ortaya koyuyor. Lütfen! Artık bir ölüm yaşanmaması adına ciddi, kararlı adımların atılması şart.

Hem bugünkü olayda hem de 4 Nisan'daki saldırıda sadece Fenerbahçe mi hedef alındı? Hayır. Böyle düşünenler saldırıları gerçekleştirenlerin de mutlaka bir takımın taraftarı olduğunu varsayanlardır. Bu, malum olaylara kötü bir yerden bakmaktır. Basitçe baştan savmaktır.

Bu olaylarda saldırıya uğrayanlar güzel oyun peşinde koşan, futbolu gerçekten sevenlerdir. Saldırıları yapanlar ise futboldan değil kendi egosunu tatmin etmekten zevk alan, görünürde bir kulübe gönlünü kaptırmış gibi görünen güzel oyun düşmanlarıdır.

Taraflar bu kadar nettir. İki takım vardır.

Şimdi tekrar söylemek istiyorum. Artık el ele tutma, omuz omza verme vakti. Futbolda "güzel oyun bloku" kurulsun. Düşmanlar bu kardeşlikle zaten yılmış olacaklardır.

Önce futbolu sevin sonra takımınızı...

2015 UEFA Süper Kupa


11 Ağustos 2015
21:45 Barcelona - Sevilla

9 Ağustos 2015 Pazar

Üçlemenin 'Süper'i


Bursaspor'u 1-0 mağlup eden Galatasaray, tarihindeki 4. TFF Süper Kupa şampiyonluğuna ulaştı. Geçmişte Cumhurbaşkanlığı Kupası adıyla düzenlenen organizasyonda toplamda ise 14. zaferine ulaşan Sarı Kırmızılılar 2015'teki "üçlemeyi" tamamlamış oldu.

Jaba'nın Dönüşü


Ülkemizde daha önce Ankaraspor, Ankaragücü ve Antalyaspor formaları ile izlediğimiz Brezilyalı Silvino João de Carvalho, bilinen adıyla Jaba, Bölgesel Amatör Lig ekibi Kuşadasıspor'a transfer oldu. Bakalım Jaba belirttiği gibi gol kralı olup takımını Spor Toto 3. Lig'e taşıyabilecek mi?

6 Ağustos 2015 Perşembe