29 Aralık 2015 Salı

Kendi Topunu Oynayanlar


Yurdun neredeyse her liginde başta teknik direktörlerin olmak üzere birçok futbol kişisinin dile getirdiği bir mücadele planıdır "kendi topunu oynamak." Kendi toplarını, kendilerine ait olmayan bir futbol aleminde oynadıklarının farkında değillerdir ama. Belki de biliyorlardır içinde ter döktükleri düzenin "egemenlerin" oyun alanı olduğunu. Ve artık bir kabulleniştir aslında bu durum. Oynayalım da kupalar, ışıltılar onların olsun misali...

Dağhan Irak, Hükmen Yenik! adlı kitabını "...oyun oynamak, insanın doğasında var ve futbolu güzel yapan bu. İnsan, insana ait olana özlem duyduğunda, o zaman yeni bir futbol inşa etmekten bahsedebiliyor olacağız. Hükmen yenik olduğumuz bu maçın rövanşını oynamak o zaman mümkün olacak." diye bitirir. İnsanlık tarihinin belki de en güzel keşiflerinden birisi olan futbol oyunu her geçen yıl biraz daha sunileşiyor. Aidiyetlerin "store'lara" dökülen paralarla ölçülebildiği, zevklerin kazanılan kupalarla anlam bulduğu bu düzen içimizi gittikçe bayıyor.

Evet hala bu yapaylığı takip ediyoruz. Vazgeçişler her zaman kolay olmuyor. Hatta kendim bile bambaşka bir futbol dünyası hayal ederken Galatasaray'ı içine katmayı ihmal etmiyorum. Bu bile aslında sevdanın başka hali. Değer verdiğiniz armanın da yitip gitmeden adil futbol dünyasında yer almasını istemek o takımı ne kadar sevdiğinizin işareti aslında.

FIFA başta olmak üzere yakın zamanda futbol baronlarının çalkantılarını daha çok duyar olduk. Şu an yapılan operasyonlar, yasaklar ne yazık ki bana unut vermiyor. Bir operasyonla şimdinin hırsızları gider, göstermelik bir seçimle farklı hırsızlar gelir ve düzen devam eder. Şubat ayındaki seçim de ne yazık ki bu konumda. Umudum yok...

Ancak dünyada cesurlar da var. Bu oyunun kirletilmesine daha fazla katlanmayıp "kendi topunu oynamaya" koyulanlar var. İşte bu sayede umudumuzu her vakit canlı tutabiliyoruz.

Bu topraklarda da o güzel oluşumlar var. İnsana güven depolayan ligler, takımlar. Şimdi onlara bakalım biraz. Bu kısmı açıkçası daha çok doldurmak istemiştim. Lakin attığım mesajlara, mini söyleşi isteklerine dönüş alamadım. Haklılar, bir blog yazarına ne kadar güvenebilirlerdi ki? Eğer İstanbul'da olabilseydim mutlaka gidip yerinde tecrübe eder ve daha geniş bir çalışma hazırlayabilirdim. Şimdilik bilgilendirme amaçlı lig isimleri, takımlar, liglerin amaçları gibi noktalara değineceğim. Olur da buradan bu oluşumların varlıklarını öğrenebilen çıkarsa ne mutlu bana!

Buyurun alternatif futbola:


Efendi Lig (İstanbul)

Alternatif ligler içinde en havalısı. En bi' endüstriyeli. Tabi şakası bile kötü. Son yaptıkları anlaşma ile skorları ve fikstürleri mackolik.com'dan paylaşılabiliyor.

Lig, tanıtımını "Kim bilir belki de futbolun geleceğinde ümit vardır. Belki de futbolu ve dünyayı EFENDİLİG kurtaracaktır." şeklinde yapıyor. Umudun müjdesini verip öncünün de kendileri olduklarını savunuyorlar bir anlamda.

Takımlar; AC Nevizade, Ayazma CK, Bordreaux JB, Büyük Avlu, FC ST. Nouli, Fire Dryer FC, Football Brothers United, Kesköse FC, Keyfekeder FC, Nevarkuzen SK, Son Baskı FK, Spartakistanbul, Şehreliga FK ve Yaşar Ustalar FC

Ligle alakalı daha çok bilgi için; http://www.efendilig.com/

Gazoz Ligi (İstanbul)

"Başka bir futbol mümkün." mottosu ile topuna bakan bu güzel lig, bir dönemin gazozuna maç yapma mefhumunu zihinlerde canlandırıyor. Yine bu ligin de detaylı ve özenli bir siteye sahip olması takibini kolaylaştırıyor.

Takımlar: Ahparig, Avamgücü, Dinamo Express, Ekşi Karma, Epicballz, Espora, Etkisiz Eleman, Eylerbeyş, İstanpauli FM, İstanbul Teknik, Kara Mizah, Kargaspor, Maça Maça, Spartakistanbul (Efendi Lig'deki) ve Tiyatro

Daha fazla bilgi için: http://www.gazozligi.com/

Karşı Lig (İstanbul)

Mart 2014'te oyuna başlayan bu lig benim de şahsen ilgiyle takip ettiğim, samimi bir lig. Kendilerini "Endüstriyel futbola, ırkçılığa, milliyetçiliğe, cinsiyetçiliğe, her türlü nefret söylemi ve ayrımcılığa KARŞI LİG" şeklinde tanımlıyorlar. Mücadeleyi hem sisteme hem de futbol düzenine karşı veriyorlar. Şubat ayında katledilen gazeteci Nuh Köklü de Forza Yeldeğirmeni takımında kalecilik yaparak bu ligde mücadele ediyordu.

Takımlar: Karşı Semt, Dinamo Göztepe, Selamsız Bandosu, Spartakistanbul, Fahrenayt 451, Forza Yeldeğirmeni, Keskesor, Livorno, Famsızlar, Karşı Radyo, Çapultura, Kuzguncuk Bostan Celtics, Cafer İdman Yurdu, Queer Park Rangers, Beleştepe, Altı Üstü Eğitim-Sen ve İçerenköy Tayfa (Malumumuz takımların sıralamasını alfabetik olarak yapamadım. Burada Karşı Lig, Facebook sayfasından 22 Aralık'ta paylaşılan 9. Hafta puan durumunu esas aldım.)


Özgür Lig (Ankara)

Bu yıl nisan ayında yola çıkmış olan Özgür Lig, çok özel bir varoluş amacıyla kendini tanımlıyor. "Endüstriyel futbola, E-bilet'e, Cinsiyetçiliğe, Faşizme, Irkçılığa, Kapitalizme,Baskıya, Homofobiye KARŞI ÖZGÜR LİG" gayesi ile maçlarını oynuyorlar.

Takımlar: Gelengiler, Kirwaların Birliği, Dinamo Yüzyıl, FC. Bakunin, Dikmen Direnişçileri, Tekyumruk, Sportif Lezbon, Atletik Baraka, Sarı Mekaplılar, Karşı Takım, 100. Yıl BK, Solteki, Doktor Sokrates, Taşra, Hayalgücü, Beygirgücü, Karakızıl, Atletik Hevalno, İhtiyarlar ve Gelengiller (Alfabetik sıra yapamadım. Ligin, Facebook sayfasından 11 Aralık'ta paylaşılan 7. Hafta programını ve 6. haftanın "toplu olmayan sonuçları"nı esas aldım.)


Öteki Lig (İstanbul)

"Toplum tarafından öteki hissettirilen farklılıklarıyla, farkındalıklarıyla dayanışmada ve direnişlerde birbirine omuz verenlerin ligidir." şeklinde kendini tanıtan oluşum, Benim de yeni keşfettiğim bir lig. Amacı ve takımların isimleri pek hoş. Onlar da şu an için ilk sezonlarını geçirmekte.

Takımlar: Direnİşçi, Vendetta, Nurtepe, Kadıköy Redstar, Atletik Dildoa, Gazi Mahallesi, Veganspor, Kontratak, Yabancı FC, Aris Antifaşistanbul ve Molotop (Alfabetik sıra yapamadım. Ligin, Facebook sayfasından 23 Aralık'ta paylaşılan 3. Hafta puan durumunu esas aldım.)


Evet bu topraklarda alternatif ligler benim bulabildiğim ve haberimin olduğu kadarıyla bu şekilde. Umarım kaçırdığım yoktur. Olduysa affola. İlerleyen yıllarda da bu liglerin devam etmesini ve aralarına da daha fazla, çeşitli yeni oluşumların da katılmasını diliyorum. Futbolun böyle daha güzel olduğunu anladığımız günlerin sağlı sollu ataklarla bindirmesi dileğiyle...

20 Aralık 2015 Pazar

3. Kez Dünyanın Zirvesinde


2015 FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nda zafer, River Plate'i 3-0 yenen Barcelona'nın oldu. Barça 2009 ve 2011'den sonra 3. kez bu turnuvada mutlu sona ulaştı. 2015'i ise 5 kupa ile bitirerek bereketli bir yekün almış oldular...

19 Aralık 2015 Cumartesi

Kitap: Osmanlı Melekleri


Yazar: Mehmet Yüce
Kitap: Osmanlı Melekleri Futbol Tarihimizin Kadim Devreleri (Türkiye Futbol Tarihi - Birinci Cilt)
Yayınevi: İletişim Yayınları
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 400

Futbolun bu topraklara geliş süreci, yayılması ve gelişimi üzerine muazzam bir eser. Adeta bir tarih derlemesi. Sadece futbol değil sporun diğer branşlarının da Osmanlı sosyal hayatı içerisinde nasıl yer tuttuğunu gösteren bu eser 1875-1923 yılları arasını detaylı bir şekilde anlatıyor. İkinci cildi de mevcut. Ona başlamak için sabırsızlanıyorum. Üstelik eski gazete ve dergilerin de makalelerini, manşetlerini, sayfalarını aktarması sebebiyle spor tutkunu gazetecilik öğrencileri için de büyük bir kaynak konumunda...

4 Aralık 2015 Cuma

Hakemi Aldatmaya Yönelen Hakem!



Şili Ligi'nde yaşanan bu olay bir hayli ilginç. Hakem kimi yanıltıyor?

Kar Kış Gruplar...


Ziraat Türkiye Kupası'nda 3. Tur maçları dün itibarıyla sona ererken 27 takım gruplara adını yazdırdı. Bu 27 takım içinde şüphesiz en dikkat çekeni Spor Toto 3. Lig ekibi Kastamonuspor 1966 oldu. Evindeki, yoğun kar yağışı altında oynanan maçta Kasımpaşa'yı penaltılarla 10-9 yenen kırmızı siyahlı ekip tarihinin önemli başarısını elde etti. Kastamonulular için şimdi 7 Aralık'taki kura çekiminde bir "büyük" takım çekmenin beklentisi var.

19 Kasım 2015 Perşembe

Tekrar Tekrar Aynı Kötülükler


Bugün aslında Yunanistan maçındaki ıslıkla alakalı bir şeyler anlatacaktım. Sonra bunu İzlanda maçından sonra yaptığımı hatırladım. Kötülük kendini tekrar etmişti.

Bu düşüncemin önüne Hamza Hamzaoğlu'nun ani bir şekilde görevine son verilmesi geçti. 2 yıl önce de Fatih Terim'e aynı kötülük yapılmıştı. Yine tekrar etti.

Futbol ülkesi olmayı beceremiyoruz ve ben artık bu ayıp davranışların bayağılaşmasından sıkıldım. Başarılı olanların da önü kesiliyorsa, ideal teknik adam tipi nasıl olacak çok merak ediyorum.

Biz galiba beceremiyoruz...

16 Kasım 2015 Pazartesi

Ada'da Maradona Esintileri...




İngiltere National League ekibi Wrexham'in futbolcusu Dominic Vose'den müthiş gol.

Eşofman Fransa'ya Gidiyor!


Macaristan, ilk maçta deplasmanda 1-0 mağlup ettiği Norveç'i evinde de 2-1 ile devirerek EURO 2016 biletini aldı. Macarlar, 1986 Dünya Kupası'ndan sonra ilk büyük turnuvasını yaşayacak. Aynı zamanda 1964 ve 1972'den sonra tarihlerindeki 3. Avrupa Şampiyonası olacak. Takımın efsane kalecisi Gabor Kiraly ve yine bir o kadar efsaneleşmiş alt eşofmanını da turnuvada görmek dileğiyle...

15 Kasım 2015 Pazar

Simon Kuper'den Paris Üzerine...


Dün Paris, en kanlı gecesini yaşadı. Caniliğin bir bölümü Fransa - Almanya hazırlık maçı sırasında Stade de France'tan da hissedildi. Simon Kuper ise yaşadıklarını yazdı.

...Ama bu gece, ilk kez, kendime Paris’te kalıp kalamayacağımızı sormaya başladım. Bu gece, düzinelerce insanın katledildiği, popüler kafe ve müzik mekânı Bataclan, evimizden birkaç yüz metre uzakta. (Ayrıca, Ocak ayında silahlı saldırıya maruz kalan eski Charlie Hebdo’nun binasının hemen köşesinde)...

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Bölgesel Amatör Lig**
15.11.15/12:30
Aşkale Belediyespor - Ardeşenspor

14 Kasım 2015 Cumartesi

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
14.11.15/13:00
Büyükşehir Belediye Erzurumspor - Arsinspor

13 Kasım 2015 Cuma

Heysel'e Saygı...




Belçika ile İtalya arasında oynanan hazırlık maçının 39. dakikasında Heysel'de hayatını kaybeden 39 kişi için sayı duruşunda bulunuldu.

8 Kasım 2015 Pazar

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
08.11.15/13:00
Birlik Nakliyat Düzyurtspor - Büyükşehir Belediye Erzurumspor

**Bölgesel Amatör Lig**
08.11.15/12:30
Tercan 17 Şubatspor - Aşkale Belediyespor

7 Kasım 2015 Cumartesi

Eski Antepli'den Şık Gol!



2010-2012 arasında Gaziantepspor forması giymiş olan Arjantinli Ismael Sosa, formasını giydiği Meksika ekibi UNAM adına Chiapas karşısında güzel bir gole imza atıyor.

6 Kasım 2015 Cuma

Spor Toto Süper Lig 11. Hafta


6 Kasım 2015
19:00 Eskişehirspor - Osmanlıspor
20:00 Gençlerbirliği - Mersin İdman Yurdu

7 Kasım 2015
14:00 Antalyaspor - Kayserispor
16:00 Medipol Başakşehir - Trabzonspor
19:00 Kasımpaşa - Akhisar Belediyespor
19:00 Çaykur Rizespor - Galatasaray

8 Kasım 2015
14:00 Medicana Sivasspor - Gaziantepspor
17:00 Fenerbahçe - Torku Konyaspor
20:15 Bursaspor - Beşiktaş

5 Kasım 2015 Perşembe

Cruyff İstanbul'da...


1968-69 sezonu Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe, ikinci turda Ajax ile eşleşmişti. Bir önceki turda City'i elemiş olan temsilcimiz. Ajax karşısında iki maçı da 2-0 kaybetmişti. 27 Kasım 1968'deki rövanş maçında ise İstanbullular Cruyff ile buluşmanın heyecanını yaşamıştı...

UEFA Avrupa Ligi A ve H Grupları 4. Maçları


A Grubu
5 Kasım 2015
21:00 Celtic - Molde
21:00 Ajax - Fenerbahçe

H Grubu
5 Kasım 2015
19:00 Beşiktaş - Lokomotiv Moskova
23:05 Skenderbeu - Sporting Lizbon

4 Kasım 2015 Çarşamba

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
04.10.15/13:30
Büyükşehir Belediye Erzurumspor - Kızılcabölükspor

3 Kasım 2015 Salı

UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu 4. Maçları


3 Kasım 2015
18:00 Astana - Atletico Madrid
22:45 Benfica - Galatasaray

Tuttum Bırakmam!



MLS'te Montreal Impact forması ile gollerini sıralamakta olan Didier Drogba, bu kez de Columbus Crew kalecisi Steve Clark'ı bacaklarından yakalaması ile gündemde. Sonu sarı kart tabi ki.

Socrates Vakti #8


Socrates, kasım sayısı ile bayilerde. Merkez Kort: İkinciler.

28 Ekim 2015 Çarşamba

Bir Başlangıç


Brezilya Milli Futbol Takımı, tarihinde ilk olan 1958 Dünya Kupası şampiyonluğunu kutluyor.

Spor Toto Süper Lig 10. Hafta


28 Ekim 2015
19:00 Kayserispor - Çaykur Rizespor
19:00 Bursaspor - Medicana Sivasspor
21:45 Trabzonspor - Gaziantepspor

29 Ekim 2015
19:00 Mersin İdman Yurdu - Medipol Başakşehir
19:00 Osmanlıspor - Fenerbahçe
21:45 Galatasaray - Eskişehirspor

30 Ekim 2015
19:00 Torku Konyaspor - Gençlerbirliği
19:00 Akhisar Belediyespor - Antalyaspor
21:45 Beşiktaş - Kasımpaşa

26 Ekim 2015 Pazartesi

#TurhanÖzyazanlar


Bandırmaspor teknik direktörü Turhan Hoca, cumartesi günü Bandırmaspor - Alpedo Kahramanmaraşspor maçının ikinci yarısında rahatsızlanmış, kaldırıldığı hastanede ise yaşama veda etmişti. Bugün son yolculuğuna uğurlanan Özyazanlar'ın ardından geç kalmış gibi olabilirim lakin bu güzel futbol insanının ardından o üzüntü ile alışılmış şeyler yazmak istemedim. Geçen sezon BB Erzurumspor'u da çalıştırmış ve bizim buralardan da geçmiş bir isimdir. Bir iyi daha göçtü. Ruhu şad olsun...

2012'de Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor'un başındayken Radikal'den Barış Avşar'la şöyle bir söyleşi yapmıştı:
http://www.radikal.com.tr/spor/diyarbakir-futbolunun-yenilmezlik-grevi-1107644/

Metin Kurt’la tanışmasıyla futbola bakışının değiştiğini söyleyen Özyazanlar’a, Kurt’u da soruyoruz: Metin abinin ardından medyadan arayıp sendika ile ilgili soru sordular. Onlara dedim ki, ‘Ona niye hiç sormadınız yaşarken?’ Fatih Terim’in kaşında sivilce çıksa 20 gün şok haber olur televizyonda, Metin abi can derdindeydi kimsenin haberi olmadı! Bence tanıdığımız hocaların hepsini terazinin bir kefesine koy, Metin abi tek başına ağır basar. Bir de ‘yalnız adam’, ‘ceza sahası içinde yalnızdı’ deyip duruyorlar, şarkı bile yaptılar böyle! Ama Metin abi kalabalıklarla birlikte olmak için sendika kurmuş adamdı, gidip arkasında toplanan az olduysa o sendika pankartının, o Metin abinin yalnızlığı değildir! Taraftar grupları olarak 1 Mayıs’a katılıp dayanışma gününde tribündeki gibi küfürlü tezahürat yapanlar mesela daha yalnızdır aslında.

25 Ekim 2015 Pazar

Ülke Yönetiminin Yansıdığı Adam


1 haftadır Aziz Yıldırım yine manşetlerde, başlıklarda. Sezona başlarken "beni fazla göremeyeceksiniz" şeklinde bir iddiada bulunan Aziz Yıldırım...

Bu sonuçta bir ilk değildi, bu gidişle de son olmayacak. Yıldırım, sıkıştığı anlarda, rakiplerin düze çıktığı evrelerde bir şekilde mikrofon bulur ve saydırır. Bu sefer gündem iki çeşitli. İlki Ajax maçından önce yaptığı "bundan sonra akreditasyonları ben yapacağım" açıklamasıydı. Yani demek istediği lehte ve hatta "uydurma güzelleme" haber yapanlar bizimle, "yalan" ya da olumsuz haberlere imza atanlar da dışarıda. Şu anda ülkeyi idare edenlerin tutumuna ne kadar da çok benziyor değil mi? E ne de olsa bu topraklarda kulüp yönetmek, popülist siyasetle aynı libas içinde.

İkinci açıklaması ise dünkü Yüksek Divan Kurulu toplantısında yaptığı "Galatasaray bizim dostumuz değil" ve "Galatasaraylılar'ın elleri ayakları titreyecek" beyanları. Ne tesadüf ki bir derbi öncesinde divan toplantısı gerçekleşiyor. Hani ilk kez olur anlarız lakin daha önceki zamanlarda da hep derbi öncesindeki cumartesi günleri Aziz Yıldırım'ın konuşmasına vesile olacak bir kulüp organizasyonu düzenlenirdi. Yıldırım, buralarda ortamı gerer ve rakibin yerine medyayı kaplardı. Bu numaraya hala inananlar ve hata yapıp söylediklerine cevap verenler var.

Bugün Aziz Yıldırım, bu tavırları ile futbolumuza zararın alasını veriyor. Öte yandan bu zarara katkıyı onun açıklamalarını yayınlayarak medya kuruluşları ve "e yani Aziz Başkan da böyle birisi yapacak bir şey yok" tarzı "saklanma" yorumlarıyla ekrandaki yorumcular veriyor. Ülkenin en büyük spor kulüplerinden birisinin başkanı konuştuktan sonra haber olacak maalesef fakat konu kendisi olunca insan bir devrim istiyor açıkçası.

Mayıs ayında görevi bırakacağını belirtti ayrıca. Bu bırakış tamamen mi yoksa sadece fiziksel mi olacak göreceğiz. Kararından dönerse de şaşırmam.

Başkanlarımız da tıpkı ülkeyi yönetenlere benziyor, bu yarışta en önde ise Aziz Yıldırım koşuyor...

24 Ekim 2015 Cumartesi

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Bölgesel Amatör Lig**
25.10.15/14:00
Aşkale Belediyespor - Gümüşhane Telekomspor

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
24.10.15/18:00
Büyükşehir Belediye Erzurumspor - Bursa Nilüferspor

23 Ekim 2015 Cuma

Spor Toto Süper Lig 9. Hafta


23 Ekim 2015
19:00 Çaykur Rizespor - Akhisar Belediyespor
20:00 Eskişehirspor - Kayserispor

24 Ekim 2015
16:00 Kasımpaşa - Bursaspor
16:00 Gençlerbirliği - Osmanlıspor
19:00 Gaziantepspor - Mersin İdman Yurdu
19:00 Medicana Sivasspor - Trabzonspor

25 Ekim 2015
14:00 Medipol Başakşehir - Torku Konyaspor
19:00 Fenerbahçe - Galatasaray

26 Ekim 2015
20:00 Antalyaspor - Beşiktaş

22 Ekim 2015 Perşembe

UEFA Avrupa Ligi A ve H Grupları 3. Maçları


A Grubu
22 Ekim 2015
22:05 Molde - Celtic
22:05 Fenerbahçe - Ajax

H Grubu
22 Ekim 2015
20:00 Lokomotiv Moskova - Beşiktaş
20:00 Sporting Lizbon - Skenderbeu

18 Ekim 2015 Pazar

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
18.10.15/14:30
Kırıkhanspor - Büyükşehir Belediye Erzurumspor

**Bölgesel Amatör Lig**
18.10.15/14:00
Trabzon Kanuni Futbol Kulübü - Aşkale Belediyespor

17 Ekim 2015 Cumartesi

Spor Toto Süper Lig 8. Hafta


17 Ekim 2015
16:00 Bursaspor - Antalyaspor
19:00 Galatasaray - Gençlerbirliği
19:00 Torku Konyaspor - Gaziantepspor

18 Ekim 2015
13:30 Kasımpaşa - Medicana Sivasspor
17:00 Kayserispor - Fenerbahçe
19:00 Akhisar Belediyespor - Eskişehirspor
20:00 Beşiktaş - Çaykur Rizespor

19 Ekim 2015
20:00 Osmanlıspor - Başakşehir
20:00 Mersin İdman Yurdu - Trabzonspor

14 Ekim 2015 Çarşamba

Fransa'ya Gidiyoruz Tamam da Ya İnsanlık?


Türkiye'nin, dünkü unutulmaz gece sonunda EURO 2016 biletini almasını tekrar anlatmanın gereği yok aslında. Klasik tabirle; filmini yapsak fazla abartılı bulunup yerden yere vurulabilirdik. Uzun süredir böyle bir sevince hasret kalmışken İzlanda maçının öncesindeki saygı duruşunda yaşananlar bazı ilkeleri arattırdı.

Ankara Katliamı'nda hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşu esnasında tribünlerde önce bağırışmalar, sonra sloganlar ve en sonunda da ıslıklarla bulanan bir gürültü tufanı yaşandı. Yiten canlar için yapılması gereken tek şey sessizce beklemekti. Onların anıları için bunu bile yapamadık.

Son yıllarda, yaşanan acıları, ölümleri ayırır ve seçer olduk. Bunun üstüne bir de büyük olaylara rağmen hayatlarımıza aynı hızda devam etmemiz, bir bakıma acıları kanıksamamız çok tehlikeli bir boyuta ulaştı. Resmi "yas" boyunca insanlar yine düğünlerine gitti, kornalı konvoyları ilerletti, birbirlerine espriler yapıp güldü. Gerçekten üzücü. "Ateş düştüğü yeri yakar" gibisinden bir hadise değil bu. Ülkenin başkentinde, başkentin de ortasında yaşanan vahim dram bizleri biraz olsun yavaşlatmalıydı. Bunlar olmadı. Üstüne insanlık dışı muhabbetler sardı dört yanımızı, 9 yaşındaki Veysel'i unutarak...

Dün yaşananlar da saha içinde takım olan bir ekibin yanında bizim seyirciler olarak bir takım olamayışımızı gözler önüne serdi. Acilen bir erdem tamiratına gitmemiz şart.

Bunlara bir de karşılaşmayı yayınlayan kanalın reklam sevdasını da eklemek gerek. Milli Takım'ın maç sonu sevincine televizyon önündeki izleyiciler eşlik edemedi. Acı komedi. Nereden tutulsa oradan kopuyoruz.

Yani medyadan tribüne büyük bir silkinme şart.

Avrupa'ya yakınız, tipik Avrupalı değiliz; Asya'ya yakınız, tipik Asyalı değiliz, Orta Doğu civarındayız ama Orta Doğulu sayılmayız. Bizi biz yapan düsturları unutmayalım. Acıyı da sevinci de sımsıkı yaşayalım. Zor değil. Bunları yapamadıktan sonra nice turnuva bizim olmuş kaç yazar!

Ölümlerin, acıların ayrılmadığı ve "yarıştırılmadığı" bir Türkiye... İşte bunu sağlarsak bütün turnuvalar hatta kupalar bizim olur o zaman. Hepimizin.

13 Ekim 2015 Salı

11 Ekim 2015 Pazar

#Ankara #karagün


Barış artık bir küfür olmuş, onu dileyene bomba yağıyor. Bunu engellemek ise halkların kardeşliği ile olacak. Başımız sağolsun. ‪#‎Ankara‬ ‪#‎karagün‬

10 Ekim 2015 Cumartesi

'Normal Biri' Artık Kırmızı!


Beklenen oldu ve Jürgen Klopp, Liverpool'un yeni menajeri oldu. Son yılların en heyecan verici bu birleşmesinde taraftarlar yepyeni destanları beklemeye başladı bile. Basın toplantısında kendisini, Mourinho'nun "Special One"ına atıfta bulunarak "Normal One" olarak niteleyen Alman çalıştırıcının neler yapacağını büyük bir tutku ile bekleyeceğiz.

Liverpool taraftarının şu "şiiri" ise pek hoş:

His name is Klopp 
Joins the Kop
Puts Liverpool on top
Success non stop
Rival teams flop
IT'S JURGEN KLOPP

UEFA Euro 2016 Elemeleri A Grubu 9. Maçlar


10 Ekim 2015
19:00 İzlanda - Letonya
19:00 Kazakistan - Hollanda
21:45 Çek Cumhuriyeti  - Türkiye

7 Ekim 2015 Çarşamba

van Persie Böyle Birisi mi?


Robin van Persie'nin Fenerbahçe ile Türkiye macerasına başlaması sadece sarı lacivert renklere gönül verenleri değil, ülkenin futbol seyircilerini de heyecanlandırmıştı. Lakin olayların, Semih Şentürk esintili caps'ler yapılmasına varmasıyla bu "macera" farklı bir noktaya erdi.

Hollandalı oyuncunun son dönemde maçlara yedek kulübesinde başlaması bayağı bir gündemde. Özellikle Bursaspor ve Beşiktaş maçları ibreyi RvP'ye çevirmişti. Lakin Fernandao'nun Celtic ve Akhisar Belediyespor maçlarını 2'şer golle geçmesi meseleyi karmaşık bir hale soktu. Vitor Pereira'nın tercihinin tartışılması bir yana, Portekizli teknik adama karşı erkenden başlatılan istifa çağrıları da ayrı bir "alışkanlık." Bir teknik adamın kararlarını çok da ağız malzemesi yapmak istemem, olursa şayet o ayrı bir yazı konusu.

Akhisar Belediyespor maçında Fernandao'nun attığı gollere ekranlara da yansımış olan, görseldeki tepkiyi(tepkileri) veren Robin van Persie bizlere acaba gerçek yüzünü mü gösteriyor? Ada'da oynadığı dönemde her sıkı futbol takipçisinin takdiri toplayan 32'lik yıldız, yoksa böyle birisi mi? Bursaspor maçında oyuna girmeden önce Vitor Pereira'ya gösterdiği sert tepki, demeçleri, soğuk yüzü gibi ipuçları bizlere bunu gösteriyor bence. Son yaptığı da takım ruhuna çok ama çok ters bir davranış. Davulun sesi gerçekten de uzaktan güzel...

Bu yaşananlar bizlere bir yol ayrımı da sunuyor: Türkiye, yabancı yıldız oyuncuların aşırı ayrıcalıklara sahip olduğu Körfez futbolu anlayışına sahip bir yurt mu yoksa onların hala "Avrupa" düzeninden kopmadıklarını anladığı bir memleket mi olmalı? İkincini gerçekleştirmek malum ki çok zor. Çünkü futbolumuzun ne kadar "Avrupalılaştığı" tartışılır. Birçok yerden çürümüşlük kendini göstermeye başlamışken o yıldız oyunculardan batı disiplinini istemek gülünç kaçıyor. Fakat yine birinci seçenek de fazla acımasız olacaktır. Bir futbolcunun van Persie, Sneijder, Gomez vs. diye el üstünde tutulması bizleri küçültür. Formsuz olduğu halde sürekli 11'de yer vermek çok olmayan adaleti iyice dibe vurdurur. Antalyaspor'un Eto'o'ya karşı sunduğu büyük ayrıcalıklar ortada. Yan etkileri gün yüzüne çıkmaya başladı. "Yedek kulübesinde otursun diye mi alındı!" benzeri çıkışlar haklı gözükse de van Persie'nin şu anki durumda tek forvet olarak sahaya çıkması, onun önünde çabalamakta olan Fernandao'ya da haksızlık olacaktır. Fenerbahçe ikili sistemi deneyebilir desek de bu sonuçta hocada biten bir konu. Van Persie isminin hakkını vermek istiyorsa önce kendi etkisini çabucak yansıtmalı.

Kısaca değindiğim bu meselenin aynı şekilde "kısa" sürmesi en büyük temennim.

Erzurum'un Futbolu


--Erzurum'un Futbolu--

**Spor Toto 3. Lig**
07.10.15/15:00
Düzcespor - Büyükşehir Belediye Erzurumspor

Socrates Vakti #7


Socrates, yeni kapak tasarımında ekim sayısı ile bayilerde. Merkez Kort: Medya.

4 Ekim 2015 Pazar

Bu Kadar Dert Oluyorsa Kaldıralım!


Deniz Çoban'ın geçen hafta canlı yayındaki özür dolu isyanı aslında bizlere hakemlerin de insan olduğunu ufak da olsa hatırlattı. Orada belirttiği "kendimle ilgili bir karar alabilirim" sözünden 2 gün sonra da gözyaşları içinde hakemliği bıraktığını açıklamıştı.

Ülkenin eski MHK yöneticileri, eski hakemler vs. hemen "statükocu" tavırla Deniz Çoban'ın büyük yanlış yaptığını belirttiler. Onlara göre hakemler özür dilememeliymiş, bir kere olursa daha nasıl önünü alacaklarmış, hakem dediğin sinirleri alınmış olmalıymış, ağlamamalıymış... Falan filan. Bu tip insaniyet yoksunu davranış ve söylemler hakemlerin, futbol seyircileri gözünde robot olarak algılanmasını ne yazık ki daha çok sağlamlaştırıyor. Deniz Çoban çok sevdiği mesleğini bırakmak zorunda kalırken, ardından ekranları kaplayanlar ise onu hiç düşünmeden ahkam kesmeye devam ettiler.

Deniz Çoban'ın yaşadıkları bir sızı olarak hafızalarımızdaki yerini almaya başlamışken bu hafta Spor Toto Süper Lig'de hakem hataları yoğun bir şekilde konuşulmakta. Kolla düzeltilen toplar, ofsaytta atılan goller yine "ileri al-geri al"cı yorumcuların dillerinde olmaya başladı. Buradan büyük bir mesele çıkıyor: Oyunda hakemin varlığı...

"Futbolda hakem hataları olur" diyen samimiyetsiz bedenler bu "hatalar" meydana gelince de kötü niyetlerini uyandırıp hemen art niyet arayışlarına başlıyor. Malum grubun ne istediğini hala çözebilmiş değilim! Arzu ettikleri kusursuz bir mükemmelliğe sahip hakemlerse beklemeye devam edecekler. Eleştirmekle yerin dibine sokmanın ayrımını yapamayanlar, o insanların neler yaşadıklarını hissedemeden racon kesmeye devam ediyorlar maalesef. Bu artık çok can sıkıyor.

Ben her daim "full" teknoloji karar verici mercinin oyuna yerleştirilmesini savundum. Gerçekten bunu hep istiyorum. Aynı zamanda bilim kurgu serpiştirilmiş hayalim de diyebiliriz. En azından bu olmasa bile saha içinde aktif olarak yer almayan oyun alanının etrafını dışarıdan çevreleyen 50-60 kişilik bir hakem heyetinin zamanı diye düşünüyorum. Çünkü futbol hatalarla güzel değil. Bu tuhaf söylemi terk etme vakti. Hatalar sadece ama sadece formaları giyen futbolcular tarafından yapılırsa anlamı olur. Zaten futbolun o gizemli detayı da burada. Bunları dile getirince "futbolun tadı kaçar", "işimizden oluruz" tepkileri de hortluyor hemen. Pardon ama birileri ekranlarda ahkam keserek "iş" yapmaya devam edecek diye oyun daha fazla çirkinleşemez.

E bu tip "teknolojik" yeniliklere hayır deyip ahlaksızca hakemlere vurmaya devam etmek de çok çirkin artık. Onların da çevrelerinin, çocuklarının, ailelerinin olduklarını unutmayalım. Bu yüzden hiç ama hiç hakem ve kararını konuşmam. Konuşmamaya çalışırım. Söz konusu şey büyük bir hata olsa dahi. Buradan hakemlere nefret kustuğum anlaşılmasın. Sadece tek derdim o ekranları dolduran "uzmanlarla" aynı kefede buluşmamayı istemem.

Artık çok baş ağrıtıyor bu muhabbet. Sıkıldım. Aslında en büyük ütopyam karar vericilerin olmadığı amatör ruh. Lakin günümüz aşırı profesyonel futbol ikliminde bu mümkün değil. İleride hatasız sonuçlar veren sistem(ler)in yeşil sahalara doluşması dileğiyle.

Not: Hakemler, sinirleri alınmış insanlar olamaz. Onlar da ağlar...